Sezal Çınar Özkan Kitapları

Kişinin özel yaşamının korunması hakkının sınırı nerede başlar, nerede biter? Hangi durumlarda bu korumaya layık görülür? Kamu görevlisi olunca durum ne olur? Kamu görevlisi statüsü, onun konumunu sıradan bireye göre ne ölçüde farklılaştırır? Bu konum farklılık doğuruyorsa, bunun kriterleri nedir ve ne olmalıdır? Ya da kamu görevlisinin özel hayat hakkı sıradan bireye göre farklılaşmalı mıdır? Başat bir hak söz konusu olduğunda statü hukuku kişinin durumunu nasıl ve ne ölçüde etkileyebilmektedir ya da etkileyebilmelidir? Çalışma bu gibi sorulara aradığım cevaplardan doğmuştur. Bu kitap kamu görevlilerinin özel hayatının korunması bakımından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay içtihatlarının gözden geçirilmesi ve bunun kamusal alan özel alan felsefi bağlamında kritik edilmesini ele almaktadır. Benim aradığım cevap, “olan hukuk” kadar, “olması gereken hukuk” ile de ilgilidir. Olan hukukun cevabı, yasal düzenlemelerde, Avrupa İnsan Hakları

Postmodern çağ, etik ve adaletin evrensel temellerinin altını oyan pek çok çalışmaya sahne olmuştur. Richard Rorty de bunlardan' biridir. Ancak Richard Rorty bir taraftan etik ve adaletin evrensel köklerini geçersiz kılarken, diğer taraftan toplulukçuların "herkesin etiği, adaleti geçerlidir" düsturunu da benimsenmez bulur. Rorty'e göre, insan toplumlarına gelmiş geçmiş en iyi yaşam standardını sunan Aydınlanma Mirasına bilimsel olarak temellendirmek mümkün olmasa da sahip çıkılmalı, postmodern burjuva liberalizmi evrenselleşmelidir. Rorty'e göre sosyal umut buradadır. Bu kitapta, evrenselciler ile etnosentristler (toplulukçular) arasında üçüncü bir yol önerisinde bulunan Richard Rorty'nin Sosyal Umudu, Etik ve Adalet anlayışı incelenmiş. Rorty etiği, toplumlar arası hermeneutik sohbeti/söyleşiyi devam ettirme şeklinde bir tür kültürel terapiyken, adaleti ise sosyal umudu korumak için medeniyetler arası dayanışmanın artırılmasıdır. Rorty'nin etik ve adalet anlayışına pek çok yerinde e