Bu çalışma, McGregor’un X ve Y liderlik teorileri açısından lider-inovasyon arasındaki ilişkiyi ambidesktör yapı içinde incelemektedir. Ambidesktörlük daha çok iki elini kullanan kişiler için kullanılan bir kavramdan yola çıkarak, hem keşifsel hem de sömürücü inovasyonu kapsamaktadır. Veri dağıtılan anket ile yüz yüze avize ve aydınlatma sektöründen toplanmıştır. Çalışmanın genel bulguları çevresel belirsizliklere bakılmaksızın Y Teorisi davranışlarının yaygınlığını göstermektedir. Çalışmanın başında X Teorisi liderlik özellikler gösteren yönetici ve is sahiplerinin çevresel belirsizlikler karşısında X Teorisi davranışları göstereceğini varsaymıştır. Ayni koşullar içerisinde Y Teorisi yöneticileri ve is sahipleri içinde Y Teorisine göre sonuçlar geleceği varsayılmıştır. Y Teorisi liderlerinin daha çok gösterdiği özellik belirsizliklerin arttığı noktada Y Teorisi liderlik özelliklerini göstermeleri fakat her şeyi kaybetme korkusundan dolayı davranışlarını değiştirmeleridir. Çokça çalışılmış olmasına rağmen liderlik ve inovasyon literatürü karmaşık ve tutarsız bulgulara sahiptir. Bu yüzden çalışmanın önemli bir yönetimsel katkı sağlayacağına inanılmaktadır.

Günümüzde girişimci, ekonomik büyüme ve kalkınmanın temel aktörü ve yönlendiricisi olarak değerlendirilmektedir. Ülkelerin sahip oldukları girişimcilik potansiyelinin rekabet edebilme, yenilik yaratabilme ve dünya piyasalarına hâkim olabilme güçlerini belirleyeceği iddia edilmektedir. Bu nedenle gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeler, ekonomilerini ve altyapılarını bu anlayış doğrultusunda yeniden yapılandırmakta ve girişimcilik faaliyetlerini teşvik ederek yeni neslin işe başvuran değil iş yaratan niteliğe bürünmesine özen göstermektedirler. Bu doğrultuda çalışmanın amacı, rekabetçiliğin çok güçlü ve sektöre girişin oldukça zor olduğu havacılık alanında faaliyette bulunması muhtemel öğrencilerin girişimcilik kavramına bakışını değerlendirebilmektir. Çalışmanın yöntemi olarak, Türkiye’de sivil havacılık eğitimi alan Önlisans öğrencilerine anket yöntemi uygulanarak belirlenen hipotezler değerlendirilmiştir. Uygulama neticesinde elde edilen bulgular ile havacılık sektöründe girişimcilik çabasının “havayolları, yer hizmetleri vb” gibi ana oyuncular/işletmeler ile sınırlı olup olmayacağı tartışılmıştır. Çalışma, sonuç ve önerileri içeren bölüm ile tamamlanmıştır.

Bu çalışma, sosyal girişimcilik kavramının tanımlanmasıyla ile ilgili yazında süregelen tartışmaları netleştirmek amacıyla, farklı coğrafi yayılım ve yerleşiklikteki sosyal girişimlerde kültürel değerlerin rolünü anlamlandırmayı hedeflemektedir. Bu amaçla, kültürel açıdan birbirlerinden farklı iki ayrı ulusal platformdaki sosyal girişimcilik ödülüne sunulan finalist proje tanımları içerik analizi yöntemi ile incelenmiştir. Sonuçlar, farklı seviyelerdeki coğrafik yayılımla birlikte projelerdeki yerleşikliğin de farklılık gösterdiğini destekler niteliktedir. Değerlendirmeler, sosyal girişimcilik projelerinde yerleşikliğin artmasıyla kültürel değerlerin sıkça vurgulandığını göstermektedir. Ayrıca, toplumculuk değerlerinin yüksek seviyede olduğu kültürlerde, başkaları-ilintili değerlerin sosyal girişimcilik proje tanımlarında sıkça görüldüğü gözlemlenmiştir. Özetle, tek bir sosyal girişimcilik tanımının geliştirilmesinin mümkün olamayacağı sonucuna varılmış ve sosyal girişimcilikte yerleşiklikle birlikte kültürel değerlerin artacağı ve toplumculuk değerlerinin yüksek olduğu kültürlerde başkaları-ilintili değerlerin öne çıkacağı yönünde önermeler geliştirilmiştir.

Bu çalışma, kurumsal girişimciliğin Türkiye’deki otel işletmelerinin performansları üzerindeki etkiyi incelemektedir. Bu amaçla, Türkiye’deki dört ve beş yıldızlı 216 otelden anket tekniği ile veri toplanmıştır. Kurumsal girişimcilik, yenilikçilik, risk-alma, proaktiflik ve rekabetçi agresiflik” boyutları ile ölçülürken; performans finansal ve finansal olmayan boyutlarını kapsamaktadır. Kurumsal girişimciliğin, finansal ve finansal olmayan performans üzerindeki etkisini ölçmek için çoklu regresyon yapılmıştır. Çalışmanın sonuçları, kurumsal girişimciliğin üç boyutunun –proaktiflik, yenilikçilik ve rekabetçi agresiflik– hem finansal hem de finansal olmayan performans üzerinde pozitif etkisi olduğunu ortaya koymaktadır.

The paper contributes to the on-going discussion on innovation modes and innovation systems in literature Primary data was collected from mining companies in six states in Nigeria. Questionnaire was administered to one hundred and fifty mining companies in the six states-being all companies with mineral title. Questionnaire was used to elicit information on the different sources of information for innovation, the innovation output and financial performance (turnover). One hundred and six questionnaire were completed with accuracy and found useful for analysis. Three models were used to address the study’s objectives: model one and two employed Binary Logistic Regression (maximum likelihood method) was used to determine the strength and direction of the relationship between the information sources and the innovation outputs (technological and non-technological innovations). Model three deployed linear regression (ordinary least square method) to determine the strength and direction of the relationship between innovation output and performance.

Bu çalışmada, İnsansız Deniz Aracı Teknolojileri (İDAT) ile ilgili patentler kullanılarak bu teknolojiye ait teknoloji ağları oluşturulmuştur. Patent verilerinin elde edilmesi aşamasında, anahtar kelimelerin belirlenmesi için uzman görüşü, ilgili alandaki bilimsel yayınlar ve bu teknolojiler ile ilgili patentler incelenmiştir. İDAT’i tanımlamakta kullanılabilecek çok sayıda doğrudan ilintili anahtar kelimeler belirlenmiştir. İDAT’nin teknolojik hayat döngüsünde bulunduğu evreyi belirlemek amacıyla S-eğrisi çizilmiştir. Elde edilen patentlerin ait oldukları IPC kodlarından hareketle basit doğrusal regresyon analizleri kullanılmıştır. Regresyon denklemlerinden hareketle teknolojierin ait oldukları kodu ifade eden IPC kodları arasındaki ilişkiler ortaya çıkarılmıştır. Bu analiz sonuçlarının, daha iyi anlaşılması sağlamak amacıyla “Gephi” adlı sosyal ağ analiz yazılımı kullanılarak İDAT’nin teknoloji ağı ve IPC kodlarının stratejik teknoloji kod ağı oluşturulmuştur. İDAT’in son yıllarda gelişmekte olan bir teknoloji olduğu çalışma kapsamında bulunmuştur.

Bu çalışmanın amacı, bireylerin sahip oldukları, sosyal sorumluluk, özgecilik, dürüstlük ve empati değerlerinin girişimcilik eğilimleri üzerindeki etkisini ve yenilikçilik eğiliminin bu etkideki rolünü araştırmaktır. Bu amaçla turizm alanında yükseköğrenim gören turizm öğrencileri üzerinden anket tekniği ile veriler elde edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, sosyal girişimciler yenilikçi olmalarının yanı sıra fedakar, dürüst, sorumluluk sahibi ve empati yapabilen bireylerdir. Ayrıca yenilikçilik, kişisel değerlerin sosyal girişimciliğe etkisinde kısmi aracı etkiye sahiptir. Bu sonuçlar, bu kişisel değerlere sahip olan bireylerin sosyal girişime teşvik edilmesi gerektiğini göstermektedir.

Kitlesel fonlama, kitlelerin birleşip küçük miktarlar vererek aralarında fon toplamasıdır. Son birkaç senedir hayatımızda olan kitlesel fonlama kavramı tüm dünyada yaygın bir finansman yöntemi haline gelmiştir. Türkiye’de ise kitlesel fonlama henüz gelişme aşamasındadır. Konuyla ilgili olarak Aralık 2016 tarihinde Türkiye’nin ilk kitlesel fonlama derneği kurulmuştur. Ayrıca kitlesel fonlamayı daha da yaygınlaştırmak için gerekli değişiklikleri içeren bir kanun tasarısı da hazırlanmıştır. Bu çalışmada ise Türkiye’deki kitlesel fonlama platformlarının durumuna değinilmiş ve ülkemizde aktif olan kitlesel fonlama platformları içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bunlar; CrowdFon, FonlaBeni, FonGoGo, ArıKovanı ve Buluşum platformlarıdır. Bu platformlar üzerinden girişimciler projelerini kitlelere duyurarak gerekli finansmanı sağlayabilirler. Çalışmanın sonucuna göre Türkiye’de beğendiği projenin gerçekleşmesini isteyen bir destekçinin bir projeye ortalama 215 TL destek verdiği ve başarılı proje başına da ortalama 44.463 TL fon düştüğü ortaya çıkmıştır.

Bugünün oldukça dijitalleşmiş bilgi ekonomisinde ARGE yatırımlarının etkileri bilgi teknolojilerine yapılan yatırımlardan ayrı olarak değerlendirilemez. Bunun yanı sıra, yönetim yazınında pahalı ARGE yatırımlarının firma performansı veya üretkenliği ölçütlerine etkisi ile ilgili karışık deliller mevcuttur. Bu çalışma kendine has çok yıllı firma seviyesinde dünya genelinde küresel ve büyük şirketlerin verilerini kullanarak Bilgi Teknolojilerinin ARGE süreçlerinin üretkenliğini arttırmadaki rolünü incelemektedir. Bulgular ARGE ve Bilgi Teknolojilerinin basit şekilde daha iyi firma performansı için tüm koşullarda etkileşmediğini göstermektedir. Etkileşme etkileri aynı endüstride yer alan diğer firmalardan göreceli olarak daha çok ARGE yatırımı yapan endüstriyel firmalarda görülürken daha bilgi-yoğun endüstrilerde gözlemlenmemektedir. Bu çalışma ARGE ve Bilgi Teknolojileri yatırımlarının ortak etkilerine ışık tutarken firmalar ve uygulamacılar için de diğer birçok öneriler sunmaktadır.