Girişimcilik ekosisteminin yapıtaşı startuplar, hızlı büyüme göstererek küresel pazara hâkim olmayı hedefleyen teknolojik girişimlerdir. Startupların başarısızlık nedenlerinin başında ise bulundukları pazarı iyi analiz edememe ve hedef müşteriye odaklanamama gelmektedir. Pazarlama faaliyetlerini tam olarak tanımlayamayan ve yerine getirmeyen startuplar kısa sürede firma faaliyetlerine son verebilmektedir. Bu çalışmada startupların pazar odaklılık yaklaşımları, duyarlı Pazar odaklılık yaklaşımının üç bileşeni olan müşteri odaklılık, rakip odaklılık ve yenilik odaklılık ve örgütsel kültür türü adhokrasi odaklılık üzerinden incelenmiştir. Yüzyüze yarı yapılandırışmış mülakat teknikleri ile derinlemesine analiz edilmiştir. Araştırma örneklemi amaçlı örneklem tekniği kullanılarak 6 startup firmadan oluşmaktadır. Kurumsal etnografi yöntemi ile veri analizi gerçekleşmiştir.

Amaç: Bu araştırmada, Z kuşağının duygusal zekâ düzeyleri ve yaratıcılıklarının girişimcilik eğilimleri üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmanın verileri toplam 348 üniversite öğrencisi ve yeni mezun olmuş bireylerden anket yöntemi ile toplanmıştır. Bulgular: Araştırmanın sonucunda, yaratıcılık değişkeninin Z kuşağı bireylerinin girişimcilik eğilimlerini pozitif yönde yordadığı; duygusal zekâ değişkeninin ise girişimcilik eğilimi üzerinde doğrudan bir etkisinin olmadığı bulunmuştur. Öte yandan, Z kuşağı bireylerinin duygusal zekâları ile girişimcilik eğilimleri arasında yaratıcılığın aracılık rolü tespit edilmiştir. Sonuç ve Öneriler: Araştırmanın en temel bulgusu, duygusal zekânın Z kuşağı bireylerinin girişimcilik eğilimlerini yaratıcılık üzerinden dolaylı olarak etkilemesidir. Dolayısıyla, Z kuşağının girişimcilik eğilimlerini etkileyen unsurların, girişimci olma niyetleri ve iş tercihlerinde nasıl bir etki yaratabileceği üzerine çalışmalar yapılması önerilmektedir. Özgün Değer: Bu çalışma, duygusal zekâ, yaratıcılık ve girişimcilik eğilimleri arasındaki ilişkileri Türkiye örnekleminde Z kuşağı bireyleri arasında inceleyen özgün bir çalışmadır.

Öz Amaç: Çalışmanın amacı OECD ülkelerinin pandemi sürecinin etkileri altında gerçekleştirdikleri inovasyon performanslarını değerlendirerek ülke yönetimlerine ve araştırmacılara önerilerde bulunmaktır. Yöntem: Değerlendirmeler, 2021 yılı Küresel İnovasyon İndeksi verileri kullanılarak bütünleşik karar verme yöntemleriyle gerçekleştirilmiştir. Entropy yöntemiyle inovasyon göstergelerinin ağırlıkları belirlenmiş, CODAS, WASPAS ve PSI yöntemleriyle de OECD ülkeleri inovasyon performansları bakımından sıralanmıştır. Bulgular: OECD ülkelerinin yerlerini belirleyen en önemli göstergenin Bilgi ve Teknoloji Çıktıları göstergesinin olduğu tespit edilmiştir. Ülkelerin inovasyon performansları bakımından yapılan sıralamalarında ise İsviçre, İsveç, ABD ve Güney Kore’nin üst sıralarda; Yunanistan, Meksika, Şili ve Kolombiya’nın da alt sıralarda yer aldığı görülmüştür. Sonuç ve Öneriler: Performans göstergelerinin ağırlıkları, inovasyon performansını yükseltmek isteyen OECD ülkelerinin yöneticilerine öncelikli olarak odaklanmaları gereken konuların neler olacağı konusunda ipuçları sunmaktadır. Kullanılan yöntemlerin oldukça farklı olmasına karşın ülkelerin üç farklı yöntemin çözümünde de benzer sıralarda yer alması, elde edilen sonuçların tutarlı olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte ülkelerin inovasyon performansını etkileyebilecek diğer etkenlerin üzerinde araştırmalar yapılması gerektiği düşünülmektedir. Özgün Değer: Bu araştımada, OECD ülkelerinin pandemiyle mücadele sürecinde gerçekleştirdikleri inovasyon performansları ele alınmıştır. Bununla birlikte araştırmada ülkelerin inovasyon performansları Entropy, CODAS, WASPAS ve PSI olmak üzere dört farklı yöntemin bütünleşik bir şekilde kullanılmasıyla değerlendirilmiştir.

Amaç: Türkiye’nin ve Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde bilgi ekonomisi performansını incelemek ve mevcut durumunu veriler ile değerlendirmektir. Metodoloji: Avrupa Birliği ülkeleri ve Türkiye'nin bilgi ekonomisi performanslarını bilgi ekonomisini temsil eden 13 gösterge ile 2008 ve 2018 dönemlerine ait veriler kullanılarak faktör analizi, hiyerarşik kümeleme analizi ve diskriminant analizi ile incelenmiştir. Bulgular: Analiz sonuçlarına göre Türkiye'nin bilgi ekonomisi performansı, Avrupa Birliği ülkeleri arasından en çok Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile benzerlik göstermektedir. Sonuç ve Öneriler: Türkiye’nin bilgi ekonomisi performansı açısından gerekli reformları uygulamaya koyması ve Ar-Ge’ye, BİT sektörüne, patentlere, yüksek teknoloji ihracatına ve beşeri sermayeye olan yatırımları arttırması gerekmektedir. Özgünlük: Bu çalışma, Türkiye ve AB ülkelerinin mevcut durumlarını farklı boyutta değişkenler ve kapsamlı analizlerle tespit etmeye çalışmaktadır.

Amaç: Çalışmanın temel amacı, küresel doğan işletmelerin uluslararasılaşma süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları ve bu süreçte izledikleri stratejileri araştırmaktır. Yöntem: Nitel metodoloji ile yürütülen araştırmada dokuz küresel doğan işletmenin kurucu ve/veya yöneticileriyle yarı-yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler içerik analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırmanın bulguları, örneklemdeki işletmelerin en sık olarak pazara giriş zorlukları yaşadıklarını göstermektedir. Bununla birlikte işletmeler, finans kaynağı yaratmak ve insan kaynağını bulmak & yönetmek açısından da zorluk yaşamaktadırlar. Küresel doğan işletmelerin karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek ve hayatta kalabilmek için izledikleri stratejiler ise girişimcilik ekosisteminden yararlanma, finansal destek arama ve insan kaynağını geliştirmeye çalışmaktır. Sonuç ve öneriler: Çalışma, erken uluslarasılaşma niyetindeki girişimlerin potansiyel olarak zorlanabilecekleri faktörlere ve bu zorlukların nasıl üstesinden gelebileceklerine ilişkin fikir vermektedir. Özgün Değer: Çalışma, Türkiye’de doğan küresel işletmelerin uluslararasılaşma süreçlerinde karşılaştıkları zorlukları ve izledikleri stratejileri ortaya koyması açısından literatürdeki boşluğun doldurulmasına katkı sunmaktadır.

Amaç: Bu çalışmanın amacı Endüstri 4.0 ve inovasyon performansı arasındaki ilişkiyi incelemektir. Yöntem: Endüstri 4.0 ile inovasyon performansı arasındaki ilişki 2020 yılında gerçekleştirilen Eurobarometer-SMEs, Start-ups, Scale-ups, and Entrepreneurship veritabanında bulunan 16365 firmaya ait gözlemler kullanılarak incelenmiştir. Çalışmada betimleyici istatistiklerin yanısıra bağımlı değişkenlerin kategorik değişken olmasına bağlı olarak Probit yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Endüstri 4.0 ile inovasyon performansı arasındaki ilişki tüm inovasyon türleri için pozitiftir. Özgünlük: Mevcut literatürde inovasyon performansı ve döngüsel ekonomi arasındaki ilişkiyi bu çalışmadaki şekilde inceleyen çalışmaların sayısı kısıtlıdır. Mevcut çalışmalar veri kısıtından kaynaklı olarak tek ülke düzeyinde yürütülmüştür. Farklı olarak, bu çalışmada hem AB ülkeleri hem de aday ülkelerin olduğu güncel bir veriseti kullanılmıştır. Ayrıca, inovasyonun sıklıkla kullanılan türlerinin dışında çevresel inovasyon ve sosyal inovasyonlar da çalışmaya dahil edilmiştir.

Amaç: Bu çalışmada, inovasyon analitiğinin ne olduğu irdelenerek, inovasyon analitiği kavramının anlaşılması ve analitik seviyeleri için ne tür modellerle uygulama alanı bulacağının gösterilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: İnovasyon analitiği için modelleme yapılmış ve veri analizi için temel çıkarımsal istatistiksel yöntemlerin yanı sıra yaygın olarak kullanılan veri analitiği ve makine öğrenmesi algoritmaları kullanılmıştır. Bulgular: Fikirlerin seçiminden ticarileştirmeye kadar olan inovasyon süreçlerinin verimliliğini artırmak için birçok farklı inovasyon analitiği türünün modellenebileceği ve uygulanabileceği gösterilmiştir. Sonuç ve Öneriler: İnovasyon analitiği türlerinin uygulanabilirliğinin gösterilmesi, araştırmacılara, kurumsal inovasyon uygulayıcı ve liderlerine de farklı bir bakış açısı sunacağı düşünülmektedir. Özgün Değer: İnovasyon analitiği kavramını ele alan ilk Türkçe çalışma olmanın yanı sıra 3 farklı inovasyon analitiği seviyesi için de uygulama içermektedir.

Amaç: GEM raporunda yer alan ülkelerin, girişimcilik açısından gelişmişlik düzeylerini arttırabilmeleri adına yoğunlaşılması gereken maddelerin yapay zeka teknikleri ile belirlenmesi. Aynı zamanda Türkiyenin durumunun incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Veriler GEM raporundan alınmış, Adaptive Neuro-Fuzzy Classifier with Linguistic Hedges yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Girişimcilik açısından gelişmişlik düzeylerini etkileyen en önemli faktör “Devlet politikaları: Vergiler ve bürokrasi” olarak belirlenmiştir. Sonuç ve Öneriler: Girişimcilik açsından gelişmek isteyen ülkelerin öncelikle “Devlet politikaları: Vergiler ve bürokrasi” kapsamındaki geliştirmelere öncelik vermeleri gerekmektedir. Özgün Değer: Bu çalışmada sosyal bilimler alanında yaygın kullanılan yöntemlerden ziyada günümüzde oldukça popüler olan ve yapay zeka teknikleri kullanılmıştır.

Dear Readers, and colleagues, This issue represents our 10th Anniversary. In last 10 years, together with authors, reviewers and readers we have managed to bring out 20 issues with aim to contribute to innovation and entrepreneurship literature and professionals. We believe the JEIM family will grow more in coming 10 years. In every issue, we do receive more and more submission from researchers in different fields. In all submissions, we find interesting approaches to innovation and entrepreneurship. We are grateful for those who supporting us by sending their research results and give their valuable time to review the papers. Without their support, it would not be possible to bring the Journal to this level. In this last issue of 2022, we have different well-addressed five research papers from different topics of emotional intelligence and creativity, innovation performance of countries, performance of knowledge economy, innovation performance and Industry 4.0. We hope this issue will also provide useful information both researchers, professionals as well as it will also provide useful information for policy makers. Finally, I like to remind you that you can access all our past and current issues with no charge. I strongly recommend you to read our publications and I believe this will be helpful for your current research and professional business. By using this opportunity, on behalf of the Editorial Board, I wish you a Happy New Year. Best Regards Cevahir UZKURT Editor in Chief