Amaç: Bu çalışmada, lojistik 4.0 kapsamında var olan teknolojiler hakkında bilgi vermek, firmaların bu teknolojilerden beklentilerini sıralamak ve teknoloji analizi için etkin bir yöntem sunmak amaçlanmıştır. Yöntem: Firmaların beklentileri bulanık analitik hiyerarşi süreci (AHS) yöntemi ile derecelendirilmiş, var olan teknolojilerin seçimi bulanık etki matrisi yöntemi ile yapılmıştır. Bulgular: Önerilen yöntem bir lojistik firması için uygulanmıştır. Lojistik sektörü firma beklentileri dikkate alındığında büyük veri ve nesnelerin interneti teknolojilerinin firmalara etkilerinin büyük olduğu görülmüştür. Sonuç ve Öneriler: Lojistik 4.0’ı doğru benimseyen ve etkin uygulayan firmalar büyük rekabet avantajı sağlayacağı için bu kapsamda var olan teknolojiler sistematik bir biçimde analiz edilmelidir. Özgün Değer: Bu çalışma, yeni bir model sunması ve etkin bir metodoloji önermesi açısından lojistik 4.0 kapsamında var olan teknolojilerin analizini sağlayan özgün bir çalışmadır.

Amaç: Bu çalışmada bölge içi paylaşılan yetkinlikler ve firma içi bilgi üretme kapasitesinin inovasyon performansı üzerine etkileri araştırılmaktadır. Yöntem: Batı Akdeniz Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde konumlanan işletmeler üzerine bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Bulgular: Elde edilen bulgular, bölge içi paylaşılan yetkinliklerin firmaya-özgü bilgi temelli kapasiteler üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığını göstermiştir. Önceki çalışmaların bulgularıyla uyumlu olarak, bu çalışma bilgi özümseme kapasitesindeki artışın daha iyi bir inovasyon performansı düzeyine yol açacağını göstermiştir. Ayrıca, bir örgütün özümseme kapasitesi içsel bilgi üretme kapasitesiyle desteklenme gereksinimindedir. Sonuç ve Öneriler: Bu makale, küme içerisindeki bilgi akışlarının belirli bir endüstri bölgesinde konumlanan işletmelerin örgütsel bilgi üretimi ve inovasyon performanslarını nasıl etkilediği ve bu etkilerin firmaya-özgü bilgi temelli kapasitelere göre nasıl farklılaştığı üzerine bakış açıları sağlamaktadır. Özgün Değer: Bu çalışma, inovasyon performansının bilgi temelli belirleyicileri üzerine alanyazını genişletmektedir.

Çalışmanın amacı ülke ekonomilerinin gelişimi için anahtar bir kavram olarak görülen girişimcilik ile kültürel değişim arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Makro bir bakış açısıyla kültürel değişim ile girişimcilik performansı arasındaki ilişki 10 ülke için veri seti hazırlanarak araştırılmıştır. Veriler 1999-2014 dönemi için elde edilmiş ve dengesiz panel veri analizi ile çözümlenmiştir. Sabit etkiler modeli ile çözülen panel sonucunda, kültürel değişim ile girişimcilik performansı arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca, kültürün 7 boyutu için gerçekleştirilen analizde de, boyutlar ile girişimcilik arasında anlamlı bir ilişkinin söz konusu olduğu görülmüştür. Güven, etik, rekabet eğilimi gibi boyutlar girişimcilik eğilimini pozitif yönde etkiler iken; kontrol, tasarruf ve itaat boyutlarının girişimcilik eğilimini azalttığı sonucuna varılmıştır.

Girişimci; küresel pazarda dinamizm yaratan, üretim fonksiyonlarını en yüksek değeri oluşturmak üzere bir araya getiren ve ürettiği ekonomik faydanın yanı sıra istihdam girdisiyle sosyal fayda da sağlayan kişidir. Literatürde girişimcilerin karakteristik özelliklerinin doğuştan geldiğini savunan çalışmaların yanı sıra, bu riskli ve belirsizliklerle dolu yolda çevresel etkilerin ve bu alandaki eğitimlerin konuya katkısını vurgulayan çalışmalar da ağırlıkla bulunmaktadır. İş fikirlerinin doğru gelişimini sağlamak ve girişimcinin pazardaki başarısını artırmak üzere gerçekleştirilen girişimcilik eğitimlerinin süreç ve sonucu nasıl şekillendirdiği ise sıklıkla incelenen bir konudur. Bu çalışmada; girişimci adaylarına verilen girişimcilik eğitimlerinin süreç ve kişiler üzerindeki etkisi Dunning-Kruger sendromu çerçevesinde incelenmiştir. Girişimci adaylarının girişimsel öz yeterlilik algıları, algılanan istenirlik ve algılanan uygulanabilirlik düzeyleri, eğitim öncesi ve sonrasında analiz edilmiş ve aradaki değişimin Dunning- Kruger sendromu ilişkisi araştırılmıştır. Sonuç olarak; her üç boyutla, belirtilen sendrom arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Amaç: Bu çalışma ile girişimcileri, çalışma ortamlarında doğrudan gözlemleyerek, yaptıkları çalışmalar hakkında daha fazla bilgi edinilmesi amaçlanmaktadır. Yöntem: Çalışma kapsamında, Türkiye teknoparklarında başlangıç aşamasında bulunan girişimler üzerine çalışan 10 girişimcinin günlük davranışlarını araştırmak için bir sosyolojik yöntem olan yapılandırılmış gözlem kullanılmıştır. Bulgular: Çalışma kapsamında 4 ana bulgu mevcuttur. Birinci bulgu, girişimcilerin işleri kısa süreli ve parçalanmış işler olarak nitelendirilmiştir. İkinci bulgu, girişimcilerin, analitik çalışma, kavramsal çalışma ve bilgi transferine odaklandığı; Türkiye girişimcilerinin usule ilişkin işlere çok zaman harcadığı tespit edilmiştir. Üçüncü bulgu, yurtdışındaki girişimcilerin faaliyetlerini, temel olarak üç işleve (insan kaynakları; pazarlama; yönetim) odakladıkları görülürken, Türkiye’deki girişimciler bunların aksine ürünü tamamlama ve ürünü direk etkileyen; kontrol, finanse etme ve yönetim ile ilgili işlevlere odaklandıkları görülmüştür. Dördüncü bulgu, girişimciler, yurtdışındaki örneklerle benzer olarak çalışma zamanlarının çoğunu başkalarıyla iletişim kurmak için harcamaktadırlar. Sonuç ve Öneriler: Türk girişimciler üretim dışı faaliyetlere özen göstermelidir. Pazarlama gibi faaliyetler teknoloji bölgelerinde kurulan merkezler ile yönetilmeli ve usule ilişkin işleri azaltacak sistemler, kurumlar tarafından geliştirilmelidir. Özgün Değer: Türkiye’de başlangıç aşamasındaki girişimcilerin davranışı üzerine çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma, Türkiye’nin refahı için önemli olan girişimcilerin davranışları hakkında fikir vermeyi hedeflemektedir. Girişimcilerin yapmadıkları ancak yapmaları gereken davranışları görmeleri adına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Amaç: Bu çalışmada, müşteri memnuniyetini ve kargo firmalarının rekabet güçlerini arttıracak, kentsel lojistik ilkeleri ile uyumlu çeşitli inovatif önerilerde bulunulmuştur. Yöntem: Öncelikle kargo sektörünün Türkiye’deki durumu ele alınmış, teknolojik gelişmelerin sektöre getirdiği yenilikçi çözümler ve iş süreçlerini nasıl etkileyebileceği literatür taraması yöntemiyle incelenmiştir. Bulgular: E-ticarette başarı için lojistik süreçlerin müşteri ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bireyselleştirilmesi gerekmektedir. Kargo şirketlerinin başarısı, doğrudan müşteri memnuniyetine etki eden zamanında teslimata bağlıdır. Sonuç ve Öneriler: Teslimat işlemlerinin performansının ve verimliliğinin arttırılması çok önemlidir. Özgün Değer: Kargo dağıtım firmalarına e-ticaret lojistiği için teorik ve pratik öneriler sunulmasını amaçlayan bir çalışmadır.

ÖZ Amaç: Batı Akdeniz bölgesinde faaliyet gösteren girişimcilerin finansal okuryazarlık seviyelerinin ve demografik değişkenlerin finansal okuryazarlık seviyesi üzerine etkisinin tespiti amaçlanmıştır. Yöntem: Olasılıklı olmayan örneklem yöntemiyle seçilen 324 katılımcıdan anket tekniği kullanılarak elde edilen veriler fark testleri ile sınanmıştır. Bulgular: Girişimcilerin finansal okuryazarlık seviyesinin nispeten yüksek olduğu saptanmış olup eğitimin, gelirin, girişimci olarak faaliyet gösterilen yılın, yanında çalışan sayısının ve firma yaşının finansal okuryazarlık seviyesini farklılaştırdığı görülmüştür. Sonuç ve Öneriler: Girişimcilerin finansal okuryazarlık konusunda nispeten iyi olduğu görülürken finansal ürünlerin kullanımında yeteri kadar aktif olmadıkları tespit edilmiştir. Bu problemin çözülmesi üzerine bazı eğitimlerin verilmesi, girişimcilere similasyonların kullanımının teşvik edilmesi girişimcilerin başarısı üzerinde rol oynayacağı düşünülmektedir. Özgün Değer: Literatürde girişimcilerdeki finansal okuryazarlık çalışmalarının oldukça az olması sebebiyle çalışma ilgili literatüre katkı sağlayacaktır.

ÖZ Amaç: Çalışmada, perakende sektöründe hizmet inovasyonu seviyesi, algılanan değer, müşteri memnuniyeti ve davranışsal niyet arasında bir ilişki olup olmadığının incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Veriler, Türkiye İtibar Endeksi 2018 araştırmasına göre en itibarlı hazır giyim markası olarak seçilen dört firmanın müşterilerinden elde edilmiş ve SmartPLS kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular: Hizmet inovasyonu boyutlarının algılanan değeri doğrudan etkilediği ve müşteri memnuniyetinin, algılanan değer ile davranışsal niyet ilişkisinde kısmi aracılık yaptığı bulunmuştur. Sonuç ve Öneriler: Gelecek araştırmalarda, farklı sektörlere ait inovasyon dinamiklerinin incelenmesi ve daha derin müşteri iç görüsü elde edilmesi önerilmektedir. Özgün Değer: Müşteri ile olumlu ilişkiler geliştirme adına inovasyon çabalarının etkilerinin incelenmesi konusunun hem yazına hem de uygulamaya katkı sağlaması beklenmektedir. Anahtar Kelimeler: Perakende Sektörü, Hizmet İnovasyonu, PLS-SEM JEL Sınıflandırması: M10, M31

Amaç: Bu çalışmadaki amaç, duygusal emek ve içsel motivasyonun işgörenin yaratıcılığı üzerindeki etkisini ortaya koymaktır. Yöntem: Araştırmanın evrenini kolayda örnekleme yolu ile 2019 yılında Kırklareli ve Edirne ilinde bulunan 526 banka işgöreni oluşturmaktadır. Elde edilen anketler içinde kullanılabilir anket sayısı 300 adettir. Araştırma kapsamında toplanan veriler SPSS 23 programı ile analiz edilerek, verilere Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA), Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ve Yapısal Regresyon Modeli (YRM) uygulanmıştır. Bulgular: Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, işgörenlerin içsel motivasyonu ile derinlemesine davranış ve samimi davranış arasında anlamlı, pozitif bir ilişki bulunmaktadır. İçsel motivasyonun, yüzeysel davranış üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Ayrıca içsel motivasyon ve derinlemesine davranış bireysel yaratıcılığı pozitif yönde etkilerken; yüzeysel davranış, bireysel yaratıcılığı negatif yönde etkilemektedir. Düşünülenin aksine samimi davranışın ise bireysel yaratıcılık üzerinde hiçbir etkisi bulunamamıştır. Sonuç ve Öneriler: Sonuç olarak, içsel motivasyon ve derinlemesine davranış işgörenin yaratıcılığını arttırıyorken, yüzeysel davranış işgörenin yaratıcılığını azaltıcı bir etki göstermektedir. Samimi davranışın ise işgören yaratıcılığı üzerinde herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. Duygusal emek ve içsel motivasyonun işgörenin yaratıcılığı üzerindeki etkisi üzerine bankacılık dışında başka sektörlerde de çalışmalar yapılarak alan yazındaki bu boşluk doldurulabilir. Özgün Değer: İşgörenlerin sergilemiş oldukları duygusal emek ve içsel motivasyonun yaratıcı fikirlerin oluşmasında önemli olduğu düşünülmekte ancak yazın incelendiğinde duygusal emek ve içsel motivasyonun işgörenin yaratıcılığı üzerindeki etkisiyle ilgili sınırlı sayıda çalışma mevcuttur. Ayrıca bu üç değişkenin bir arada incelendiği pek çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışma alan yazındaki bu boşlukların doldurulmasına katkı sağlamaktadır.

Amaç: Türkiye’de TOBB’a bağlı ticaret ve sanayi odalarının örgütsel ve yönetsel açıdan nasıl daha etkin hale getirilebileceği sorununu irdeleyen bu çalışmanın temel amacı etik liderlik, işe bağlılık, iç girişimcilik, hizmet inovasyon davranışı arasındaki ilişkileri analiz etmektir. Yöntem: Türkiye’de faaliyet gösteren ticaret odaları, sanayi odaları, ticaret ve sanayi odalarında görev yapan 568 işgörenden toplanan veriler analiz edilmiştir. Ölçüm araçlarının geçerlik ve güvenilirlikleri için doğrulayıcı faktör analizi, modelin iyi uyum değerleri ve aracılık rolü için AMOS Yapısal Eşitlik Modeli kullanılmıştır. Bulgular: Etik liderliğin işe bağlılık, iç girişimcilik, hizmet inovasyon davranışının alt faktörü işgören hizmet yenilik davranışı ve yeni hizmet geliştirme üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. İşe bağlılık, etik liderliğin iç girişimciliğe etkisine, etik liderliğin hizmet inovasyon davranışının alt faktörlerine etkisine kısmi olarak aracılık etmektedir. Sonuç ve Öneriler: Çalışmanın etik liderlik, hizmet inovasyonu, iç girişimcilik ve işe bağlılık literatürüne görgül katkılar sağlaması bakımından önem arz ettiği düşünülmektedir. Özgün Değer: Araştırma meslek örgütündeki işgörenlerin örgütsel davranışlarının ortaya çıkarılması ve bu örgütlerdeki işgörenleri literatüre tanıtabilmek adına özgündür.